Vekil Aristokrat, Kırşehir’de 5 Boşluk Dünya Gönüllüler Günü Programı’na katıldı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, mevki olarak bir nice afet çeşidiyle yüz yüze kaldıklarını, toplumu, milleti buna hazırlamanın yer şişman görevleri olduğunu söyledi.

Soylu, Kırşehir’de AFAD marifetiyle Neşet Ertaş Firez Merkezi’nde 5 Meyan Acun Gönüllüler Günü dolayısıyla planlı programda yaptığı konuşmada, memleketin değme köşesinin uygarlık, tarih ve firez zengini olduğunu belirtti.

Cömert Evran’ın şehri Kırşehir’de bulunmaktan mutlu olduğunu anlatan Aristokrat, “Tıpkı zamanda Hacı Bektaş’ın toprağındayız, esasen Bakraç Paşa’nın şehrindeyiz, üstat Neşet Ertaş’ın, onun babası Muharrem Ertaş’ın şehrindeyiz.” dedi.

Aristokrat, 12 Kasım’da birlik ülkede Düzce depreminin sene dönümünde kıyamet tatbikatı yapıldığını anımsatarak, şunları aktardı:

“Hem onu anmak hem orada kaybettiklerimizi gene rahmetle yabancı emreylemek, bir zamanda geleceğimize ilişkin yapabileceklerimizin, ati nesillerimize bırakabileceklerimizin facia anlamında bir sefer daha bütün milletimizle, toplumumuzla, ülkemizle paylaşabilmek için aynı tatbikat gerçekleştirdik. Arkası Sıra Düzce’de bir sarsıntı oldu. Tığ kıyamet bölgesiyiz, depremleri, selleri yaşıyoruz, Cumhuriyet tarihinin bildirme balaban yangınlarıyla yüzleştik. Çığ, kaya düşmesi ve birçok kıran çeşidiyle yüz yüze kalan tıpkı ülkeyiz. Elbette ki burada toplumumuzu, milletimizi buna hazırlamak bizim yer esas görevimiz.”

Düzce depreminde devletin bilcümle çalım ve kuruluşlarıyla sabahın erken saatlerinde bölgede olduğunu dile getiren Aristokrat, “Sabahın er saatinde bu ülkenin Cumhurbaşkanı Düzce depremi amacıyla ayaktaydı, bakanlar oradaydı. Bilcümle cümle vatandaşının karşı karşıya eksik olduğu endişe ve korkunun ortadan kalkabilmesi için çabalama harcama ediyordu.” diye niteleyerek konuştu.

“Çap bütün unsurlarıyla beraber vatandaşları bekâr bırakmadı”

Hazırlık alabilmek, tespit yapabilmek ve atılacak adımları atabilmek amacıyla herkesin yer sarsıntısı bölgesinde olduğunu tamlayan Soylu, şöyle devam etti:

“Allah’a şükür duygusal kaybımız olmamıştı ama bilcümle beraber Düzce’nin hem 17 Ağustos’ta hem dahi 12 Kasım’da yaşadığı depremin travmasının gene yaşanmasından sonra bunun atlatılabilmesi amacıyla bütün oradaydı. Okullar 1 haftadan aşkın süreyle dinlence edildi, hep binalar baştan tayin edildi, ne yapı dayanıklı, ne çatı dayanıksız diyerek. Yine çadırlar ve konteynerler kuruldu. Izzet bilcümle unsurlarıyla bu arada vatandaşları serbest bırakmadı. AFAD’dan Kızılay’a, hep sivil sosyete kuruluşlarına kadar, DSİ’den Karayollarına büyüklüğünde, TOKİ’ye kadar, bütün bakanlıklar oradaydı ama bire bir dahi kişi illerinden kopuk gelmiş esenlik medeniyetinin çocukları adına ‘biz bile buradayız’ diyen gönüllüler da oradaydı.”

Elazığ ve Malatya depreminden sonra Giresun’da dominant afetinde dahi kıran gönüllüleriyle karşılaştığını söyleyen Aristokrat, Türkiye’nin neresi olursa olsun yaşanan afetlerde gönüllülerin kendilerine nazik yavaş verdiğinin altını çizdi.

“Hayatınızda tek karşılaşmayacağınız insanlara dokunuyorsunuz”

Soylu, kıran gönüllülerinin çokça bulunmaz ayrımsız iş yaptığını vurgulayarak, “Hayatınızda hiç karşılaşmayacağınız insanlara dokunuyorsunuz ama bu toplumun bu milletin tarihini ve medeniyetini, dininin, inancının, hürriyetinin, kimliğinin, değerlerinin, geleneklerinin, göreneklerinin bilcümle anlayışını bir ekspoze yerine ortaya koyuyorsunuz. Size minnettar ve müteşekkiriz. Alkışlanması geçişsiz müstelzim sizin yetişkin gönüllerinizdir, sizin hasbilik anlayışınızdır ve herhangi bir birinizdir. Her birinize teşekkür ediyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

Afetle uğraş bir yurt savunmasıdır”

Bugüne kadar kıran yönetimiyle alakadar metanetli çok derinti gerçekleştirerek, afat üstüne atık adımların tekrar yeniden gözden geçirildiğini dile getiren Aristokrat, bir zaman yaşananların muhasebesini yapıp eksiklerin tespitine yönelik çaba zarfında olduklarını aktardı.

Bakan Soylu, çalışmalarda, kıran yönetiminin geleceğine odaklandıklarını, kalifiye taharri-kurtarma personel sayısının artırılabilmesi üzere sivil toplum kuruluşları ve gönüllü vatandaşların çalışmalara dahil edilmesinin sağlandığını dile getirerek, “Deli Dolu bire bir düzenleme ve koordinasyonla nazik aynı vahim oluşturmayı başardık. Bütün bu çabalardan sâdır başarılı sonuçlar var ama bana bakarak arz önemlisi, afetle savaş benzeri vatan savunmasıdır, bunu bilcümle gelişigüzel yapmalıyız. Hangi kadar çok istek tıpkısı araya gelirse o büyüklüğünde liyakatli oluruz. Sayımız arttıkça başarımız artmaktadır.” ifadelerini kullandı.

2020 yılını “afete tedbir”, 2021 yılını “facia eğitim bilimi”, 2022’yi ise “kıran tatbikat yılı” zar ettiklerini hatırlatan Soylu, yıl boyunca devlet genelinde yaklaşık 94 bin tatbikat gerçekleştirildiğini bildirdi.

Türkiye’nin, mevcut kapasitesi ile kıyamet yönetiminde dünyadaki arz önemli aktörlerden birisi haline yükseldiğini anlatan Aristokrat, “Bundan 23 sene geçmiş afette kişi ülkesinin vatandaşına umar olamayan Türkiye, bugün arka arakaya gelen afetlere cebin âcizlik kalmayan, ‘nerede bu devlet’ dedirtmeyen, facia ajanda ve sonrasını yönetmen aynı büyüklük.” dedi.

Birçok farklı alanda vatandaşa eğitimler veriliyor

Hayatın temas alanında vatandaşın bilgilendirilmesine müteveccih icraat yapıldığını vurgulayan Aristokrat, mızrap ile mücadeleden, sarsıntı anına, trafikten siber suçlara büyüklüğünde türlü alanlarda çalışmaların sürdüğünü rapor etti.

Bakan Süleyman Aristokrat, devletin uyuşturucudan trafiğe, kadına şiddetten afete kadar rastgele alanda balaban savaşım ortaya koyduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Maden kullananların koskocaman bölümü ailesi ile beraber yaşıyor. Biz annelere ulaşırsak, çocuklarının uyuşturucuya başladığını anlayabilirsek geçmiş etapta onlara el uzatılabilirdi. 1 milyon 300 binin üzerinde anneye terbiye verdik. Bütün bunları daha fazlaya çıkaracağız. Ama bir adımla başladık. Söz Gelişi siber suçlar var. Çocukları kendi tuzaklarına düşürmeye çalışanlar var. 6 milyon 500 bin çocuğumuza eğitim bilimi verdik. Bu yıl hoppadak 6,5 milyon vatandaşımıza trafik eğitimi verdik. Tek alanı yersiz bırakmıyoruz. Rastgele alanda vatandaşımıza hoppadak kuralı inandırmak değil, brifing eğitimi veriyoruz. Kadına karşı sürat, bizim medeniyetimizin akseptans etmeyeceği aynı boyut. KADES, uygulaması 4 milyon 500 bin kadının cep telefonuna yüklendi, elektronik bilezik merkezi kurduk ama tam değil. 6,5 milyon erkeğe bilgilendirme eğitimi verdik. Kadına şiddetin kanunlarda, dinimizde, medeniyetimizde neye kıymet geldiğini anlattık.”

(Sürecek)

Share: