749. Vuslat Yıl Dönümü Ihtifal Törenleri Geceleyin-i Arus programı ile sona erdi
KONYA – Konya’dahi Hazreti Mevlana’nın 749. Vuslat Sene Dönümü Arsıulusal Anma Törenleri Şeb-i Arus programı ile sona erdi.
Mevlana Ekin Merkezinde planlı Gece-i Arus programına Türkiye Nazik Kavim Meclisi Başkanı Mustafa Şentop, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Konya Valisi Vahdettin Özkan, AK Fırka Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Saylav Leyla Şahin Idareci, Büyükşehir Şehremini Garaz İbrahim Altay, protokol mensupları, evcil ve ecnebi çokça sayıda çağrılı ve vatandaşlar katıldı.
Programda konuşan TBMM Başkanı Mustafa Şentop, iyiyle kötünün, hakla batılın savaşının bugün de sürdüğünü belirterek, “Kötülük geçkin olduğu kabil bugün da kıtalar arası dolaşıyor ve düzenli. Toptan modern Moğollar bugün birlikte değişik yıkımlara imza atmakla meşgul. İşgal, kıtlık, cenk, iç savaş ve eksantrik trajediler, bugün bile dünyamızın ne eyvah ki ‘alışılmış’ görüntüleri arasında. Amma tığ alışmadık, alışamadık bu görüntülere. Ayrı Ayrı şekillere bürünerek, düzenleme küresel kötülük bizim üzerimize da gelse, eksantrik mazlum aynı topluluğun konusunda da gelse; lüzum diplomasi masalarında, lüzumlu sahada, gerekse eksantrik bilcümle platformlarda reddediyoruz, cebin koyuyoruz ve elimizden geldiği büyüklüğünde savaş ediyoruz. Rumeli’nin ve Küçük Asya’nun ruhunu mayalayan Kahraman Erenler, Horasan erleri, müessis bilgelerimiz Yesevi, Yunus Emre, Hacı Bektaş Veli, Hacı Küçümseme Veli, Mevlana Celaleddin Rumi bize bu ülke özelinde ve yeryüzü genelinde bire bir öz bıraktılar. Bizi aynı arada markajcı ayrımsız husus. Bu değerler manzumesi, bizim kötülüğe, zulme alışmamıza cevaz vermiyor, cevaz etmiyor. Alışmadık ve alışmayacağız. İnsanın insana kulluğunu reddediyoruz. Azgınlığı, haksızlığı ve kötülüğü reddediyoruz. Takkadak muhteşem yaratıcının uğrunda eğilen bu ermiş ulus, can kuşu köklerinin mazi olduğu gibi zaman dahi farkında. ‘Gel’ çağrısına uyup yüzyıllardır bu şehre, bu yeşil kubbenin altına geliyoruz” dedi.
“Mevlana’nın belen ettiği kabil yaradana hürmetimizden ortalık yaratılmış olana çekinmek duyarız”
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy üstelik Rum topraklarında insanların din, çevirgeç, soy, izan ayrımcılığı olmadığını belirterek, “Bizim kanı kodlarımızda insanları renginden, ırkından, dilinden çevre burunlamak yoktur. Bizim ticaretimizde komşumuzdan, dostumuzdan, arkadaşımızdan daha çok gidermek için temas şeyi mubah gören benzeri formaliteci yasal görülemez. Bizim gönlümüzde, kalbimizde bizim kadar yaşamayan, düşünmeyen tıpkısı insanın düşman görülmesi diyerek benzeri öz katiyen olmamıştır. Devir süresince hangi geçmiş hangi zaman zat varlığımızın gerekliliği yerine aynı ötekine gerekseme duyulmamıştır. Düşmanlık algısı bizim geçim sebebimiz değildir. Çünkü tığ, toprağın, çiçeğin, hayvanların, insanların, yaratılmış olan her şeyin sahibinin Allah olduğuna inanır ve bu inanç doğrultusunda Mevlana’nın belen ettiği kadar Yaradan’a hürmetimizden ekolojik ortam yaratılmış olana istinkâf etmek duyarız. Bizim yer balaban farkımız budur. Dünyanın birlik farklı kültürlerine alın utanmak ve tolerans içerisinde davranmamıza bozukluk olan anlayışın altında bu akide yatmaktadır. Mekke’den Balkanlar’a, Afrika’dan Endülüs’e, Ölçülü Asya’dan Anadolu topraklarına uzanan bu ruhun etkisini incitmek isteyenlerin bugün dünyayı getirdiği dideban ortadadır. Günümüzde acun nüfusunun vakit kaybetmeden yüzde birlik kesiminin serveti 7 milyar insanın servetinin toplamına eşittir. Dünya genelinde saf suya erişme sorunu dinç insanların sayısı 3 milyara yaklaştı. Müstemlekecilik, kolonyalizm, savaşlar zımnında yaklaşık 1 milyara yakın adam kıtlık karşısında dirim mücadelesi vermektedir. Milyonlarca adam evlerini metrukiyet yazar hicret etmek zorunda kalıyor. İnançları, düşünceleri, derisinin rengi zımnında milyonlarca koca, âdemiyet onuru ayaklar altına alınarak ayrımcılığın temas türlüsüne maruz bırakılıyor. İnanıyoruz kim arz bu kadar zulmü, adaletsizliği ve kaosu kaldıramaz. Hiçbir kayırıcı bu büyüklüğünde kötülüğü doğruluk etmiyor. Çocukların, kadınların, yaşlıların, mazlumların uykularına bomba seslerinin eşlik etmesini akseptans etmiyoruz ve biz buradan, Konya’dan, Küçük Asya coğrafyasından insanlığa sesleniyoruz, daha çok bu kaosa tıpkısı serencam verilmeli. Çatışmalara, savaşlara, bencilliğe, sömürüye, ayrımcılığa alın insanların henüz büyük acılar yaşamaması amacıyla dünyada kâh şeylerin değişmesi gerektiğini haykırıyoruz. İşte zaman bize sakıt bildirme kocaman fariza, insanlığın muhtaç olduğu bu sesin dünyanın ciharıyek birlikte yankılanması için bu değiş mührünü vurmaktır. İnanıyoruz kim henüz aşkın bomba, savaş, karışma, gözyaşı değil; dünyayı bağlılık, hoşgörü ve adalet güzelleştirecektir. Bize aşkı, kardeşliği, merhameti anlattığı üzere, bu toprakların hamurunu muhabbetle yoğurduğu üzere Mevlana’ya zevalsiz şükranlarımı sunuyorum” şeklinde konuştu.
Vali Vahdettin Özkan da, “İnsan, kainat, maltalık ve ölüm tasavvurunu heves penceresinden tasvir fail Mevlana Celaleddini Rumi, yekpare zamanlara ve insanlara hitap fail evrensel tıpkı bırakıt bırakmıştır. Hazreti Mevlana; bilcümle insanlığı kucaklamış ve bilcümle âdemiyet vasıtasıyla dip bire bir teveccühle karşılanmıştır. Onun insanlara tavsiye mektubu ettiği defa; manayı, varlığın ana sahibini, hakiki dostu aramaya dayalı tıpkı yoldur. Bu vesileyle 749. Vuslat Yıldönümünde Hazret-i Mevlana’yı rahmetle anıyorum” ifadelerini kullandı.
Büyükşehir Şehremini Murat İbrahim Altay ise, “Nasıl ki Hazreti Mevlana kadar Tanrı dostları, hayatlarında olduğu gibi, vefatlarıyla da bizlere çok eşsiz hikem bahşeder. Hazreti Mevlana’nın, öz ölüm gecesini ‘Akşam-i Arus’, yani ‘düğün gecesi’ kendisine tanım etmesi, bu mesajların yeryüzü azrail olanları arasındadır. Her yıl, dünyanın farklı coğrafyalarından beniz binler, vuslat heyecanıyla şehrimize geliyor. Konyamız bile, kapılarını ardına kadar misafirlerine açıyor; Hazreti Mevlana’nın çağrısına rağbet verip gelenleri içten bağrına basıyor. Hazreti Mevlana’yı, Hakk’a vuslatının 749. yılında rahmetle anıyorum” diye konuştu.
Konuşmaların arkası sıra sanatçı Ahmet Özhan dinleti verdi.
