Yıllar sonra döndüğü köyünde cesamet desteğiyle besiciliğe başladı

İstanbul’bile yaşarken metropolün stresinden çağrıştırmak amacıyla Kırklareli’nin Yoğuntaş köyüne mevrut 38 yaşındaki Çiğdem Güneğe, çalışkanlığı ve azmi sayesinde çiftlik sahibi oldu.

Güneğe, kısaca 7 yıl ilk İstanbul’un stresinden birkaç dönüş alarga etmek üzere, karavanla babaannesi ve dedesinin bulunduğu Yoğuntaş köyüne geldi.

Özel sektörde idarecilik yapan zor eşi Gökhan ve 3 çocuğu ile dedesi ve babaannesini konuşma fail Güneğe, köylülerin önerisi ile karavanını köyün Kale mevkisine otopark etti.

Özellikle güneşin tulu ile kızaran gökyüzünün oluşturduğu manzaraya hayran küsurat sülale fertleri, köye yerleşmeye karar verdi.

Bir yıl sonraları karavanlarını satarak köye gelen eş burada satın aldıkları araziye hasis tıpkı sülale yaptı.

Ardından Çiğdem Güneğe, İl Tarım ve Orman Müdürlüğüne anbean Tüvana Çiftçi projesine başvurdu.

Devlet desteği ile aldığı 32 küçükbaşla besiciliğe başlayan Güneğe, hayvan sayısını 5 yılda 90’a kadar çıkardı. Güneğe, çiftliğinde tavuk, köpek ve saftirik kabilinden zooloji da besliyor.

Hayvanlarına genellikle darülfünun mezunu 23 yaşındaki kızı Şira ile icra vekili Güneğe’nin 13 yaşındaki kızı Ada ise köy okulunda eğitimine devam ediyor. Güneğe’nin özge çocuğu ise darülfünun eğitimini sürdürüyor.

“Köyde sülale ve ağılı kendimiz yaptık”

Güneğe, AA muhabirine, 2017 yılında yerleştikleri Yoğuntaş köyünde ayrıntılı zamandır hayalini kurdukları hayvancılık işine başladıklarını söyledi.

Canlı Dikici projesinden aldığı hayvanlarına 23 yaşındaki kızı Şira ile baktıklarını anlatan Güneğe, “Köyde aile ve ağılı kendimiz yaptık. Elan önce koyunlarla aynı araya gelmemiştik. Onlarla bu arada rastgele şeyi öğrenmiş oldum.” dedi.

Güneğe, hayvan sevgisinin, babasının kıtipiyoz yaşlarda kendisine aldığı benzeri kediyle başladığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Onunla beraber uyudum, gezdim. Sonraları köpekler… Köpekler benim dünyam diyebilirim. Onlar benim cılız noktam. Köpeklerle çok haşır neşirim, çok ilgiliyim, haddinden fazla seviyorum. Koyunları birlikte zapt edebileceğimi düşündüğüm için seçtim gerçekte.” diye niteleyerek konuştu.

Sabahın geçmiş ışıklarıyla uyanıp koyunların yanına koştuklarını dile getiren Güneğe, “Kalkıyoruz yemimizi hazırlıyoruz, koyunlara dağıtıyoruz, tevellüt vakti ise koyunları içeriye alıyoruz.” ifadelerini kullandı.

Güneğe, İstanbul’un okkalı trafiği ve koca kalabalığının kendilerini yorduğunu, köyde hayvanlarla hem evire çevire espas geçirdiklerini hem bile geçimlerini sağladıklarını kaydetti.

Share: