Düzce depreminde kurtaramadığı babası ve komşusunun kızının acısını unutamıyor

Düzce’dahi 12 Son Teşrin 1999’birlikte meydana gelen depremde annesini, kardeşini ve 2 yeğenini kurtaran Yunus Ataseven, yardımına koştuğu babası ile komşusunun kızını kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyor.

Yer Sarsıntısı olduğu tam dışarıda bulunan aşevi işletmecisi Yunus Ataseven (45), evlerinin taraf yattığını görünce yurt odasının penceresini kırıp karın girerek annesini, kardeşini ve 2 yeğenini kurtardı.

Babası Yusuf Ataseven’in kaymakamlık merkezindeki camide olduğunu öğrenen Ataseven, çabucacık ağabeyi Garaz ile bölgeye ulaştı.

Geldiklerinde babalarının 15 kişiyle caminin altındaki çay ocağında yılgın altında kalarak hayatını kaybettiğini öğrenen Ataseven, acısına rağmen annesinin ve ekiplerin uyarısıyla ağabeyiyle komşularına yardıma koştu.

Komşu kızlarının gerileme altından arkalama seslerini duyan Ataseven, geceleyin boyu onu yetmek amacıyla çabalama gösterdi. Istirdat ekiplerinin gelmesiyle bölgeden uzaklaştırılan Ataseven, çocuğun üstelik daha sonradan cenazesinin çıkarıldığını öğrendi.

Büyük sıkıntı duyan ve aradan güzeşte 23 yıla karşın yaşadığı acıyı unutamayan Ataseven, bu tuhaf yıkıcı afetlerin önüne tevdi etmek için yeterli önlemlerin alınmasını ve denetimlerin artırılmasını istiyor.

“23 yıldır bu insanların aileleri bütün kusurlu yaşadılar”

Yunus Ataseven, AA muhabirine, depremin anlatılmaz ayrımsız durum olduğunu belirterek, “Mevla’m hangi bizlere hangi de düşmanımıza hakeza tıpkısı kapsam versin. Mezarlıktaki dizge eşimiz ve dostumuz. Kundaktaki çocuktan yaşlısına büyüklüğünde seçkin yaştan herif var. 23 yıldır bu insanların aileleri hep kem yaşadılar.” dedi.

Babasının ahiret yolculuğu haberini aldıktan sonradan komşusunun kızına yardıma koştuğunu dile getiren Ataseven, “Sesi hala kulaklarımda. Madun kattaydı, ‘Ağabey beni kurtarın.’ diyordu. ‘Tamam kızım, tükenik kızım.’ diyerek diyerek avuntu etmeye çalıştım. Sonradan kurtarma ekibi geldi, bizi bile çıkardılar. Kendileri girdi, bilahare o çocuğun üstelik geceleyin cenazesi çıktı.” ifadelerini kullandı.

Deprem günü göz gözü görmediğini, etrafı türap esrar ve alevlerin sardığını anlatan Ataseven, şunları kaydetti:

“Kimsenin kimseden haberi yoktu. Keşke o günleri hatırlasa insanlar bile biraz kendilerine tartı düzen verse. Bu mezarlıktakilerin çoğuna yakasız mintan üstelik yıldız olmadı, üzerlerinde kâin kıyafetlerle mezara gittiler. Anlatılmaz, Mevla’m tekrar talih etmez inşallah. Cenabıhak devletimize, milletimize arızalanma vermesin. Duygular yetmiyor, anlatılmıyor.”

“İçimden ağladım, bağırdım amma faydası bulunmayan bundan sonra gittiler”

Oğlu yoluyla kurtarılan asıl Emine Ataseven (73) de depremin çokça incitici olduğunu, habbe çabucak göçtüğünü anlattı.

Büyük torununun, “Babaanne, dedem ayrımsız yerde kaldı. O aynı yerde kalmasaydı bizi kurtarırdı” dediğini nâkil Ataseven, oğlunun gelip kendilerini kurtardığını söyledi.

Ataseven, “Eşim bile ertesi ahit öğlene kadar öyle çıkarılabildi. Bütünü gittiler. Hangi olduğunu anlamadık. Cenazeler kapıya geldi. Ağustostaki depremde bize müzaheret gelmişti. Rahmetlik eşim o koliden tıpkısı mont aldı, sırtına giydi. O montla alay malay toprağa verildi herhalde. Yıkamadılar üstelik. Amcamın oğlu, teyzemin torunları, komşularımız bilcümle gitti. İçimden ağladım, bağırdım amma faydası yok daha çok gittiler.” diye niteleyerek konuştu.

Share: