CHP Umumi Başkanı Kılıçdaroğlu, Giresun’da partisinin ekip toplantısında konuştu: (1)

CHP Genel Başkanı Eksiksizlik Kılıçdaroğlu, ” Türkiye’ye eskimemiş tıpkı abuhava getirme hedefindeyiz. Eskimemiş bir amacım var, Türkiye’ye kullanılmamış aynı abuhava gelmeli, kucaklaşma iklimi gelmeli. İlk adımı attım, ‘Helalleşeceğiz.’ dedim. 85 milyon insanla icabında oturacağız helalleşeceğiz.” dedi.

Kılıçdaroğlu, kent merkezindeki tıpkı restoranda düzenlenen partisinin takım toplantısına katıldı.

CHP’ye kullanılmamış katılanlara rozet takan Kılıçdaroğlu, burada yaptığı konuşmada, yüz kere partiye katılma çağrısında bulunduğunu belirterek zira Türkiye’nin bulunan koşullarının bereketli olmadığını savundu.

Herkesin, temas vatanseverin kafasında soru işaretleri olduğunu rapor eden Kılıçdaroğlu, “Hepimiz düşünüyoruz, ‘Ne olacak bu memleketin boş?’ diyerek. Bu memleketin anlamsız güzelce olacak. Beraber olursak, gelişigüzel olursak, birlikte uğraş edersek, seçimlerde sandığa gidersek, oyumuzu kullanırsak, oyumuzu kullanırken vicdanımızın sesini dinlersek bu memlekette seçme öz düzelir, seçme molekül sunturlu olur. Benim amacım, benim hedefim bu. Beraber aylamak, birlikte seyretmek, alay malay uğraşmak. Yalnız ayrımsız apaz insan amacıyla değil, 85 milyon insan için çabalamak.” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, 25 Ağustos’ta Afyon’a gittiğini, 26 Ağustos’ta bile Kocatepe’ye 14 kilometrelik yolu yayan çıktığını anlatarak “Sabahın 5’inde Kocatepe’den Afyon Ovası’na baktım. Bütün 100 yıl ilk o yukarıdan insanlar bu ülkenin bayrağı ve vatanı üzere savaş ettiler ve hayatlarını verdiler. Onlara dualarımızı gönderdik, onlara şükran duygularımızı anlatım ettik ve 100 yıl önceki o mücadeleyi yapanları saygıyla adlandırmak hepimizin sıhhat borcudur, nazikâne anıyorum.” ifadelerini kullandı.

42. ve 47. alayların olduğu Giresun Şehitliği’ne bile gittiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, Giresunluların dedelerinin mezarının başında yakarış ettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, Giresun’un milli Halas Savaşı tarihinde özel tıpkısı yeri olduğunun altını çizerek “Sizler dedelerinizle, babalarınızla ne kadar gurur duysanız azdır. O nedenle biz Giresun’u ve Giresunluları her ant şükranla ve minnetle anarız. Bu bizim görevimizdir.” dedi.

Türkiye’da aradan güzeşte 100 yıllık süreçte çok olaylar, acılar yaşandığına meni eden Kılıçdaroğlu, şöyle bitmeme etti:

“Bu ülkede başbakanlar idam cezası edildi, gepegenç amut gibi evlatlarımız idam cezası edildi. İnsanlar ‘sağcı’, ‘solcu’ diyerek birbirlerini öldürdüler ve dolayısıyla iri acılar yaşandı. Demin yıpranmamış tıpkı kamplaşma süreci başlatılmak isteniyor. Bilcümle Giresunlu kardeşlerime ve Giresun’dan hep Türkiye’ye seslenmek istiyorum, sakın ola ki kamplaşmayın, zinhar ola. Herkesin düşüncesi önemlidir, herkesin düşüncesine saygı göstermeliyiz ama beraber bu domuzuna ülkede hayat içre yaşayabiliriz. Bu Arada yaşayacağız, birlikte yaşayacağız. Kamplaşmadan, kızmadan, kimseyi ötekileştirmeden, hiç kimsenin kimliğini, tek kimsenin inancını, on paralık kimsenin hayat tarzını siyasete materyal etmeden, herkese hizmet etmenin görevini, aşkını yaşamalıyız.”

Kılıçdaroğlu, “Türkiye’ye yıpranmamış aynı iklim getirme hedefindeyiz.” ifadesini kullanarak şunları söyledi:

“Kullanılmamış bir amacım var. Türkiye’ye yıpranmamış aynı iklim gelmeli, kucaklaşma iklimi gelmeli. İlk adımı attım, ‘Helalleşeceğiz.’ dedim. 85 milyon insanla gerekirse oturacağız helalleşeceğiz. ya neyin kavgasını veriyoruz? Yavru yatağa haris giriyor, onun kavgasını mı veriyoruz? Ekonomide yaşananlar, onun mu kavgasını veriyoruz? Yarayışlı, ayrıksı kavgaların peşindeyiz. Buradan Türkiye’yi çıkaracağız, bu arada, alay malay çıkaracağız, zinde kendisine çıkaracağız. O nedenle dedim, ‘Bize katılın.’ Katılın kim yolumuz kültürlü olsun. Katılın kim demokratik yöntemlerle aynı dikta yönetimini değiştirelim. Katılın ki Türkiye’ye aydınlığı, Türkiye’ye huzuru, Türkiye’ye bereketi, Türkiye’ye itibarı yeniden getirelim. Bunun üzere ‘Katılın.’ dedim.”

“Üreticiyi koruduğunuz antlaşma herkesin hakkını doğrulama etmiş olursunuz”

Türkiye’yi kuranların, “Dümbelek milletin efendisidir.” dediğinin altını çizen Kılıçdaroğlu, köylünün ürettiği ürünü birileri elinden kapmasın, zararı olmasın diyerek Arazi Mahsulleri Ofisinin, TARİŞ’in, FİSKOBİRLİK’in kurulduğunu söyledi.Kılıçdaroğlu, maraba ürettiği ant 85 milyonun karnının doyacağını vurgulayarak FİSKOBİRLİK’in yapı amacını ve önemini katılımcılara anlattı.

FİSKOBİRLİK’in fındık üreticisinin, Arazi Mahsulleri Ofisinin birlikte tahıl üretenlerin kişmiri zaman dostu olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, “Zımnında üreticiyi koruduğunuz zaman herkesin hakkını teyit etmiş olursunuz. Geldiler FİSKOBİRLİK’i köprüleme bıraktılar. Giresun’dan size söz veriyorum, Giresunlular size kortej veriyorum, çabucak Giresun’a değil yekpare Karadeniz’e saraka veriyorum, FİSKOBİRLİK’i baştan ayağa kaldıracağız. FİSKOBİRLİK baştan fındık üreticisinin dostu olacaktır.” diyerek konuştu.

Kılıçdaroğlu, Giresun’un, Giresun nitelik fındığın da başkenti olduğunu belirterek bunu tekmil dünyanın kabul ettiğini söyledi.

FİSKOBİRLİK, Yer Mahsulleri Ofisi, TARİŞ ve diğerlerinin köprüleme bırakılarak çiftçinin bir anlamda birilerinin eline konfirmasyon edildiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, “Alın teri tıpkısı anlamda hortumlandı ve buradan çekip çıkarmamız lazım.” dedi.

Kılıçdaroğlu, Giresun’da 2014’üstelik 7 bin 58 dolar olan kişi başına gelirin 2020’dahi 5 bin 291 dolara düştüğünü, kamuya ilişkin bütün fabrikaların evet kapatıldığını ya birlikte satıldığını iddia etti. Giresun’un nüfuz yoluyla adeta cezalandırıldığını savunan Kılıçdaroğlu, anca ki Giresun kadar ayrımsız yerde uzman doktor sayısının birlikte sınırlı olduğunu rapor etti.

Kılıçdaroğlu, fındık üreticisine dönüm başına verilen düz bazlı gelir desteğinin 9 yıldır değişmeyerek hala 170 teklik olduğunu belirterek “Dolar 10 tekmil arttı, matbu 8 hatim arttı ama düz bazlı fındık desteği tek artmadı, heveslendirme hiç artmadı.” diye niteleyerek konuştu.

Sitemi olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

“Diyorlar kim ‘Nasıl olsa bunlar bize rey verecek. Eksantrik kime versinler, gelip bize rey verecekler. Fındık fiyatını düşük ver, bize rey verecekler. Gelirini düşür, gelip bize rey verecekler. Yolunu ika yine gelip bize görüş verecekler.’ Buradan size sitemim var. Demokratlık, sunulan sözü tutmuyorlarsa o iktidarı değiştireceksiniz. Ati size saylav, soracaksınız ‘Yol hangi oldu?’ ‘Efendim kez bibi yapılmadı?’ O antlaşma Giresunlu kardeşlerim benzeri dahi şunu düşünün, bunlar yapılmıyorsa, verilen sözler tutulmuyorsa, politikacı verdiği sözün arkasında durmuyorsa, seçimde benden fikir istemeye gelince şurası soracağım, ‘Arkadaş sen fındık fiyatını hangi yaptın, kere için bayram vermiştin ne oldu, şu sözü verdin ne oldu? Bunları yapmadın, kusura dikiz ego bile sana rey vermeyeceğim.’ Demokrasi açısından çok evire çevire benzeri cümledir, bunun kullanılması geçişsiz.”

“Elin oğlu 120 bilyon dolar para kazanacak, tığ çabucak 2-2,5 bilyon dolar”

Kılıçdaroğlu, fındığın sıradan benzeri yayın olmadığına dikkati çekerek kullanıldığı sanayinin başta çikolata olmak amacıyla dünyadaki almanak hacminin 120 bilyon dolar civarında olduğunu söyledi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin 120 milyar dolardan hoppadak 2-2,5 bilyon dolar aldığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

“Adalet mıdır, hak midir? Elin oğlu 120 bilyon dolar mal kazanacak, biz hoppadak 2-2,5 milyar dolar. Bu hangi demektir? Siyasetçinin öngörüsü bulunmayan demektir. Siyasetçinin metin öngörüsü hangi demektir? 120 milyar dolarlık bir ilişki varsa sunu azından 15-20 milyar dolarını da biz alalım. Dünyada bir numarayız, tığ satıyoruz, tığ satmazsak dünyada az daha fındık mümteni. O devir benim ürettiğim işaret sebep başkalarının dirimlik kapısı oluyor birlikte bizim açımızdan dirimlik kapısı olmuyor. Bunun da düşünülmesi geçişsiz.”

Kılıçdaroğlu, fındıkta üç ayrı aya eşit olduğuna işarete ederek “Giresunlu kardeşlerim herhalde benden elan ongun bilirler. Bir, saraydan mevrut zatın açıkladığı kıymet 54 liralık. İki, serbest çevre 44-45 liralık, o bedel böyle giderse henüz birlikte düşecek. Üç, Ferrero’nun belirlediği eşit o bile 48+1. Yani baktığınız ahit fındığın ayak tabanı fiyatını belirleyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin hükumeti değil, tıpkı ecnebi firmanın öz beyanıdır.” dedi.

“Koskoca Karadeniz’in fındık ürünü bire bir firmanın tekeline bırakılır mı?” sorusunu götürücü Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Ve tıpkı firmanın tekeline bırakıldı. Eğer hakeza giderse fındık bahçelerinin sahibi birlikte o firma olacak, fındık üreticisi o bahçelerde işçi yerine çalışacak, milyar dolarları o kazanacak, sizler minimum ücretle geçineceksiniz. Bu tabloyu akseptans ediyor musunuz? ‘Bu safiha doğru.’ diyor musunuz? O devir değiştireceğiz, bize katılacaksınız, bu arada değiştireceğiz.”

Kılıçdaroğlu, kimi zaman “CHP ulusalcı mi?” denildiğine belen ederek “Cumhuriyet Halk Partisinin 6 okundan birisi milliyetçiliktir ve biz fındık üreticisini yabancı tekellere peşkeş çektirmeyiz, aha ulusçuluk budur. Ecnebi mı kazansın, benim cebin teri döken çiftçim mi kazansın? İşte ulusçuluk budur. Tığ böyle yapacağız, bizim insanımız kazanacak.” diye niteleyerek konuştu.

Fındıkta aynı tekelleşme gerçeğiyle yüz yüze olunduğuna dikkati calip Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

“Ferrero denen firma amudi tümleşik bir bina zarfında giderek büyüyor. En balaban fındık ihracatçısını satın aldı ve bir numara oldu. Onun verdiği kıymet geçerlidir, hiç aynı politikacının verdiği fiyat geçerli değildir. Kilitsiz Küreksiz benzeri sömürü çarkıyla bizim fındık üreticisi yüz yüze. Fındık fiyatını arama fail, fındık fiyatını belirleyen bu ecnebi firma. Ticaret Odası şikayet eder, Uran Odası şikayet kırat, Esnaf Odası şikayet eder, ediyorsunuz ego da dinliyorum gür birlikte kardeşim, Türkiye’yi bu kuzuluk sokan partiye oyu ben mi verdim Cenabıhak aşkına? Oyu veren arkadaşların düşünmesi geçişsiz, ‘Memleket ayrımsız yerlere sürükleniyor.’ denmesi geçişsiz. ‘Üreticinin karşı teri sömürülüyor.’ denmesi geçişsiz, bunun yapılması geçişsiz.”

Kılıçdaroğlu, fındık fiyatlarını belirleyen bir tane firmanın, katliam tesisini üstelik kurduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

“Kırım tesisini kurduğu andan itibaren tecim alanında bile artık ağırlığını kurdu. Kırımı elden kendisine dünyalık satan firmalardan almaya başladı, diğerlerini köprüleme bırakmaya başladı yani ayrımcılık yapmaya başladı. Bazen işletmelerden alıyor beğendiği, kendisiyle kuma akım etmeyen işletmelerden almıyor. Bu gerçeği bile bile, bilcümle fındık üreticilerine boş ve kemiksiz bildirmek isterim, eğer ecnebi tıpkısı tekele alın devleti yönetenler sessiz kalıyorlarsa, o yabancı tekelin ortaklığını yapıyorlar demektir, o yabancı tekele akıbet veremezler.”

(Sürecek)

Share: