“Bozkır’ın tezenesi”ni tıpkı sahneyi paylaştığı müzisyenler anlattı

“Bozkırın tezenesi” Neşet Ertaş ile tıpkı sahneyi paylaşan müzikçi bacanak ve akrabası, ölümünün 10. yıl dönümünde halk ozanıyla yaşadıklarını anlattı.

Abdal çalgı kültüründen gelen Senet Ertaş ve Mehabetli Başaran, 25 Ilkgüz 2012’dahi İzmir’de vefat eden Neşet Ertaş’ın Kırşehir Bağbaşı Mezarlığı’ndaki mezarını ziyaret ederek dua okudu.

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kırşehir Ustalar Çalgı Aleti ve Oyun Topluluğunda putrel ve ses sanatçısı olan, Neşet Ertaş’ın yeğeni Senet Ertaş, AA muhabirine, 21 yıldır halk ozanının kurulmasına öncülük ettiği toplulukta fariza yaptığını söyledi.

Kırşehir’üstelik Neşet Ertaş’ın bir numara merhale yakınları yerine temsilcisi olduğu Abdal geleneğini sürdürmeye çalıştıklarını vurgulayan Ertaş, “Ondan duyduğumuz, gördüğümüz Abdal geleneğini yaşatmaya, bitmeme ettirmeye çalışıyoruz.” dedi.

“Sözlerinin kül metnini okumamızı isterdi”

Ertaş, ahali ozanının sağlığında birçok yol konserlerinde bulunduğunu anlatarak şunları kaydetti:

“Burada, İstanbul’üstelik, Keskin’birlikte konserlerine katıldım. Ara Sıra konserinden geçmiş bizleri çıkarırdı. Kısa izlence yapardık, sonradan Neşet ağa özlük konserini verirdi. Neşet koca, türkülerini söylerken aslını bozmadan, sözlerini motamot söylememizi referans ederdi. Sözlerinin kül metnini okumamızı isterdi. ‘Bu türkülerin yaşatılması ve sahabet edilmesi amacıyla aslını bozmayın.’ derdi. Bize bırakıt adına bunu bıraktı. en üst bana üstelik söyledi. Rahmetlinin türkülerini düğünlerde, programlarda, eğlencelerde okurken bu tavsiyesi bütün aklıma geliyor. Sözlerini, mısralarını on paralık kelimesi kelimesine söylemeye çalışıyorum.”

“Bozkırın tezenesi”nin alçak gönüllü kişiliğiyle dahi gönüllere hükümdarlık kurduğuna değinen Ertaş, heves insanı olduğunu ve maddiyata ehemmiyet vermediğini belirtti.

Bozlak ustasının, Abdal kültüründen gelenlerin fukaralık süresince, kesim derdinde olduğunu bildiğini anlatan Ertaş, “Bütün onlara bire bir yerlerde savuşturmak kapısı açmayı isterdi. Bunu ayrımsız nebze dahi olsa gerçekleştirdi. Kırşehir’de, Kırıkkale’bile Ustalar Çalgı ve Oyun Topluluğunun kurulmasında yeryüzü özellikle Neşet ağabeyin emeği haddinden fazla. Bizlere atlatmak verilmesine araç oldu, her ahit duacısıyız. Onun türkülerini daha çok yaşatmaya çalışıyoruz.” diyerek konuştu.

“Kazancını başkalarıyla paylaşırdı”

Neşet Ertaş’a senelerce zurnasıyla haremlik eden Erkek ustanın oğlu Ulu Başaran bile birçok konserine katıldığı ozana bateri, darbuka, kaşık ve zille haremlik ettiğini aktardı.

Başaran, “Neşet Ertaş çok iri, dev ayrımsız sanatçıydı. Hep dünyayı arkasından ağlatan Neşet Ertaş’a Allah’tan rahmet diliyorum.” ifadesini kullandı.

Neşet Ertaş’ın bestelediği türkülerini geçmiş dostlarına ve akrabalarına okuduğunu kaydeden Başaran, “Yanındaki ahbaplarına, akrabalarına ‘pekâlâ reşit’ derdi. ‘Dosta içten icra vekili gözü beklerim’ diyerek tıpkısı türküsü var. Bana sordu, ‘Üç kuple yaptım kuşkusuz reşit Büyük?’ dedi. Ego da ‘Neşet abi, bu üç değil 10 kuple dahi olsa dinlerim, haddinden fazla iyice olmuş.’ dedim. Bugünlerde birlikte çalınıp söylenen bir türküdür.” dedi.

Ertaş’ın kazancını bütün başkalarıyla paylaştığına dikkati çekici Başaran, şöyle devam etti:

“O kazancının, kazandığı paraların dörtte ikisini garibanlarla yerdi. Tıpkı devir İzmir’deki evinde ramazan ayında dostça ediyorduk. Akşam ramazan davulcusu geçiyordu. ‘Şanlı, şu davulcuyu bana karşı elkızı, benzeri hatırını sorayım.’ dedi. Aradık bulduk, Manisalı. ‘Tıpkısı sanatçı arkadaşımız seni çağırıyor, hiç korku sana yardım eder.’ dedik ve getirdik. Yemek yedirdi. Ona doygunluk edici benzeri harçlık verdi. ‘Haydi işin çın gelsin.’ dedi. Çok merhametli, imanlı bir yüreği vardı Neşet Ertaş’ın.”

Share: